24 Ağustos 2012 Cuma

Java - Kullanacaklarımız


Selam.
İnternette binlerce yerde göreceğiniz standart bir yazı olacak bu. Biraz da kısa olacak. Çünkü işin aslı, yapacaklarımız gayet basit bir iki indirme işlemi ve birkaç tıklamadan ibaret.

Öncelikle, Java'yı derlemek için gerekli olan JDK'yı indirip kurmamız gerekiyor. JDK'nın açılımı, Java Development Kit'tir ve Java'yı derlememizi sağlayan dosyaların yanında, Java uygulamalarını çalıştırmamızı sağlayan JRE (Java Runtime Environment) adlı ortamı da içerir (Bkz. JDK ve JRE). Bu sebeple sadece JDK'yı indirmek yeterlidir. Şu adresten işletim sisteminize uygun olan (32bit veya 64bit; Linux, Mac veya Windows) JDK'yı indirin.

İndirip kurulumu yaptıktan sonra genellikle ekstra bir şeyler yapmanıza gerek yoktur. Gerek olup olmadığını anlamak için, tercihinize göre bir IDE indirip programın açılıp açılmadığını, açılıyorsa kodunuzu derleyip derlemediğini deneyebilirsiniz.

IDE, Integrated Development Environment, yani entegre geliştirme ortamı anlamına gelir ve bir uygulama geliştirmek için en büyük yardımcınızdır. IDE'lerin özellikleri birbiri arasında değişse de, insanların en çok sevdikleri özellikleri arasında şunlar var;
  • Kodları renklendirirler. Böylece okuması ve yazması daha kolay olur.
  • Kodları gerekli yerlerde otomatik olarak içe girdirebilirler. Böylece iç içe yazdığınız döngü vs. gibi olayları kontrol edebilmeniz kolaylaşır.
  • Otomatik olarak kod tamamlarlar. Böylece bazen daha fazla kod yazma zahmetinden kurtulursunuz, bazen de kodu hatırlamakta zorlandığınız anda devreye girer ve sizi rahatlatırlar.
Ben Eclipse kullanıyorum. Netbeans ise diğer popüler alternatif. Bir IDE seçimi konusu tamamen kişisel bir şey olduğundan dolayı, IDE'leri denemenizi ve hoşunuza gideni indirmenizi tavsiye ederim. Eclipse'i bu linkten edinebilirsiniz. Sayfada birçok farklı Eclipse sürümü göreceksiniz. Ben en üsttekini indirmiştim ama ilk üç sıradakinden birini seçerseniz yeterli olacaktır.

İndirmeden önce dikkat etmeniz gereken şey, JDK ile Eclipse aynı bitte olmalıdır, demek istediğim biri 32 bit ise diğeri de 32 bit olmalıdır. Mesela eğer 64 bit bir işletim sistemine bir sebepten dolayı 32 bit JDK kurduysanız, Eclipse de 32 bit olmalıdır.

Eclipse'in güzel bir tarafı da eklentileri. Yani, en yalın halini indirip doğru eklentilerle istediğiniz hale getirebiliyorsunuz. Tabi, doğru eklentileri bulmak yerine, en başından doğru sürümü indirmek de akıllıca bir hareket olacaktır.

Eclipse'i istediğiniz bir yere açabilirsiniz. Mesela ben, D:\eclipse adlı bir klasöre açtım ve masaüstümde bir kısayol oluşturdum.

Bu arada, eğer Java'yı komut satırından kullanmak istiyorsanız her seferinde java ve javac uygulamalarının olduğu yerlere gitmenize gerek yok. İşletim sisteminiz için PATH ayarlarını yaparsanız, komut satırında nerede olursanız olun bu ikisini çağırabilirsiniz. Bunu yapmak için, Windows 7'de şu yolu izleyebilirsiniz;
  1. Bilgisayarım'a sağ tıkayıp Özellikler'e gelin.
  2. Gelişmiş Sistem Ayarları'na, ardından da Ortam Değişkenleri'ne gelin.
  3. Burada alttaki kutucukta Path girdisini bulun, tıklayın ve Düzenle'ye tıklayın.
  4. En son girdiden sonra noktalı virgül koyun (;) ve Java'nın bin klasörünün yolunu buraya yazın.
  5. JDK yolu yüklediğiniz sürüme göre değişecektir. Ama eğer hiçbir değişiklik yapmadan yüklediyseniz, C:\Program Files\Java içinde görebilirsiniz. Burada, benim durumumda jdk1.7.0_03 klasörünün içinde bulunuyor bin klasörü. O halde, benim eklemem gereken yol tam olarak şu; C:\Program Files\Java\jdk1.7.0_03\bin
  6. Hazır orada iken, JRE için de yolu aynı şekilde ekleyebilirsiniz. Ama java dosyası orada da bulunduğundan gerekli değil. Çünkü, o Path değişkenlerinde, Windows ilk gördüğünü okur ve ona göre işlem yapar. Yani, ardarda iki tane JDK Path'i tanımlarsanız, ikincisinin herhangi bir fonksiyonu olmayacaktır.
Evet, tüm olay bundan ibaret. Biraz kısa ve sadece indirme linklerinden oluşan bir yazı oldu :) Sonraki yazılar biraz daha detaylı olacaktır.
Devamını oku...

23 Ağustos 2012 Perşembe

Selam


Selam.

Buraya öğrendikçe Java ile ilgili yazılar yazacağım.
Yazıların sıklığı veya uzunluğu maalesef standart olmayacak, çünkü ne zaman vaktim olursa ve yalnızca öğrendikçe buraya yazmayı düşünüyorum. Bu blogun tek amacı diğer insanlarla bilgimi paylaşmak değil, aynı zamanda kendime bir belge oluşturmaktır.

Söz uçar yazı kalır diye boşuna dememişler, kimi zaman projelerle uğraşırken daha önceden üstesinden gelemediğiniz bir problemin aslında ne kadar kolay bir çözümünün olduğunu görebiliyorsunuz. Dahası, bazen probleminiz için bir google araması yapıyorsunuz ve istediğiniz sonuca ancak saatler sonra ulaşabiliyorsunuz. Bu, doğal olarak onlarca internet sitesini taramış olduğunuz anlamına geliyor. Eğer çözümü bulup uyguladıktan sonra onu unutmayacağınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.

İşte bu sebepten dolayı, öğrendiklerimi bir yerlerde toplamayı hep istemişimdir.

Yeni bir şeyler öğrenirken, sadece kitaplardan veya başka bir kaynaktan bir şeyler öğrenip sonra onu uygulamaya geçirmenin bazen bizi kısıtladığını ve yeteri kadar şey öğrenmemizi engellediğini düşünürüm. Bazen aklınıza takılan bir soruyu yanınızda duran birine sormak ve onun bu konudaki düşüncelerini öğrenmek çok yararlı olabilir. Mesela, probleminiz düşündüğünüz kadar kolay veya zor mu, çözüme ne kadar yakınsınız, nerelere bakmanız gerekir gibi soruları bir kitaptan daha çok, bir insandan öğrenirsiniz.
İşte bu yüzden de, her şeyi bilen biri olmadığım halde, yine de yazıların birilerine faydalı olacağı görüşündeyim.
Devamını oku...